İskenderiye Dörtlüsü 1-Justine Lawrence Durrell

Geleneksel ahlaki yargıların paramparça edildiği bir roman okumak ister miydiniz? Lawrence Durrell, İskenderiye Dörtlüsü’nün ilk kitabı olan İskenderiye Dörtlüsü 1-Justine’de tam olarak bunu yapıyor. İskenderiye Dörtlüsü’nü “Çağdaş sevginin irdelenmesi.” olarak tanımlayan yazar, geleneksel yapıların sapkınlık olarak adlandırdığı ilişki biçimlerini cesurca ele alıyor ve okurun karşısına genelgeçer ahlaki yargıları yıkarak çıkıyor. Gelin, İskenderiye Dörtlüsü 1-Justine adlı romanın içeriğinden kısaca bahsedelim.

"İskenderiye Dörtlüsü 1-Justine” adlı kitabı neden okumalısınız?

Lawrence Durrell’ın İskenderiye Dörtlüsü 1-Justine adlı kitabı, yazarlık ve öğretmenlik yapan isimsiz bir anlatıcının, modern Avrupa ve Arap âdetleriyle harmanlanmış kozmopolit bir şehir olan İskenderiye’de başından geçenleri konu alıyor. Durrell’ın sevgi biçimlerini irdelediği bu eseri, klasik erkek-kadın ilişkilerinin dışına çıkarak sevginin ve sevişmenin sınırsızlığına götürüyor okuyucuyu. Yazarın bu tavrı, Marquis de Sade’nin sevişmenin hiçbir formunu yadırgamayan yaklaşımıyla ilişkilendiriliyor. Klasik ilişkilerden çıkarak çağın sevgi biçimlerine ulaşan yazar, okuyucuyu da geleneksel ahlak kalıplarından sıyrılıp kendisini aşmaya çağırıyor. Lawrence Durrell, anlatısını neredeyse şiire yakın bir biçimde yazarak düzyazının da sınırlarını zorluyor. Bu durum da eserde hem içerik hem biçim yönünden geleneksel kalıpların yıkılmasını sağlıyor. Okuduktan sonra aynı kişi olarak kalamayacağınız bu eser, Lawrence Durrell’ın neden çok iyi bir yazar olduğunu âdeta kanıtlıyor.

Bunları biliyor muydunuz?

Lawrence Durrell, kitabına İskenderiye Dörtlüsü 1-Justine adını verirken, Marquis de Sade’nin Justine ou les Malheurs de la Vertu romanından etkilenir. İçerikte ise Freud’un sevgi konusundaki görüşlerini uygular. Buna göre, her insanın içinde hem erkek hem de dişiye ait unsurlar bulunur fakat bu durum kişiden kişiye değişir. İskenderiye Dörtlüsü, ilk olarak 1957 yılında Justine ile okurla buluşur ve serinin diğer kitapları Balthazar ve Mountolive 1958 yılında, Clea ise 1960 yılında yayımlanır. Seri, 60’lı yılların genel bir eğilimi olan geleneksel yapıya sadık kalınarak roman üretme anlayışına zıt bir biçimde ortaya çıkar. Bu sebeple, 60’lı yılların İngiliz edebiyatı çerçevesinde en çok yankı uyandıran kitaplardan olur. 256 sayfadan oluşan kitap Türkiye’de Ülker İnce’nin çevirisiyle Can Yayınları tarafından okurların beğenisine sunulur.

Bu kitabı sevenler için diğer önerilerimiz

Lawrence Durrel’in İskenderiye Dörtlüsü 1-Justine adlı kitabını beğendiyseniz ve serinin diğer kitaplarını okumak isterseniz Balthazar, Mountolive, Clea adlı kitaplara göz atabilirsiniz. Eğer yazarın felsefesini daha iyi anlamak ve etkilendiği isimleri de okumak isterseniz, Marquis De Sade’ın Yatak Odasında Felsefe adlı kitabını ya da Freud’un Cinsellik Üzerine adlı kitabını okuyabilirsiniz.