Süleymaniye Günlükleri Tesadüf Özlem Demir

12 Eylül 1980 sonrası öğrenci hareketleri bitti veya gençler apolitik bir kişiliğe doğru kaydı diyenler için 1984-1990 arasını anlatan bir kitapla tanışmak ister misiniz? Tesadüf Özlem Demir tarafından kaleme alınan Süleymaniye Günlükleri o dönemin gençliğinin hiç de siyasetten uzak olmadığını gözler önüne seriyor. Gelin, olayların canlı tanığı olan yazarın kitabına yakından bakalım.

"Süleymaniye Günlükleri" adlı kitabı neden okumalısınız?

Yazar, sağ ve sol görüşlü öğrencilerin 12 Eylül sonrası aldıkları cezalardan, idam ve işkencelerden sonra tükendiği sanılan politik eylemlerin ilerleyişini, olayların bizzat içinde bulunan bir hukuk öğrencisi olarak açık seçik ifadelerle anlatıyor. Günlük gibi yazılmış olan kitap bir dönem romanı olma özelliği de taşıyor. 1980'e kadarki dönemlerde sol hareket ve öğrenci olayları hakkında çok sayıda kitap yazılması, sonraki dönemin biraz gölgede kalmasına sebep oluyor. Oysa Süleymaniye Günlükleri, Beyazıt'ta İstanbul Üniversitesi odağında tüm ülkede örgütlenen yeni bir hareketin ve bu hareket içinde yer alan öğrencilerin ideolojik tutumuna ve günlük yaşamına ışık tutuyor. Kitap, yazarın Mersin'den çıkıp İstanbul Topkapı otobüs garajına gelişiyle başlıyor. Ölen eşinden kalan emekli aylığı ile çocuklarını büyütmeye çalışan bir annenin oğlu olan yazar 17 yaşında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazanıyor ve Kredi ve Yurtlar Kurumunun öğrenci yurdunda kalmaya başlıyor. Önceleri siyasete çok da yakın olmadan vaktini İstanbul'u tanımaya, güzel yerlerini keşfetmeye harcıyor. Zamanla arkadaş gruplarının içine girdikçe politikaya da girmeye başlıyor ve Süleymaniye'deki küçük çay ocağının müdavimlerinden biri oluyor. Sonraları bazı sol grupların giderek daha fazla buluştuğu bir yer hâline gelen bu çay ocağında kalabalık gruplar siyasi sohbetler yapıyor ve eylem hazırlıkları planlıyorlar. Tüm o süreçte gözaltılar, tutuklanmalar, okul soruşturmaları, okuldan uzaklaştırılmalar yaşanıyor. 1990 yılına kadar gelinen süreç yazarın üniversite eğitiminden daha çok siyasi eylemlerini anlatıyor. Yazar kitabıyla ilgili röportajında sosyalizmin gerekli hatta zorunlu olduğunu, hayatın her alanında eşitsizlik ve adaletsizliğin sürdüğünü, doğanın talan edildiğini, çevre kirliliğinin yeni nesillerin varlığını riske attığını ifade ediyor ve bu sorunların çözümü için yine tek yolun sosyalizm olduğunu iddia ediyor.

Kitap hakkında diğer bilgiler

Mersin Barosu avukatlarından biri olan yazar, kitabında hukuk okuduğu dönemde yaşadığı çalkantılı süreci günce şeklinde anlatır. İletişim Yayıncılık tarafından 2022 yılında basılan 240 sayfalık kitabın kapağında da Beyazıt'ta çekilmiş 80'li yılların öğrenci hareketlerinden bir fotoğraf yer alır.

Bu kitabı sevenler için diğer önerilerimiz

Bu kitap ilginizi çektiyse aynı dönem İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğrencilik yıllarını anlatan Serap Karaman'ın Kuş Kanadında Gökkuşağı'nı inceleyebilir, 80'lerin üniversite gençliğine ve o dönem kaybedilen tüm çocuklara ithafen yazılan 80'lerde Çocuk Olmak adlı esere göz atabilirsiniz.