Kahin Hilal Tezcan

Fantastik ve polisiye türdeki kurgusal hikâyede 19 yaşında bir genç kız olan Nehir Öztürk’ün dershaneye giderken kaybolmasının ardından ormanlık alanda tuhaf bir pozisyonda cesedinin bulunması ile birlikte cinayet soruşturması başlar. Yapılan soruşturmada birbiriyle bağlantılı üç ceset daha bulunur İstanbul’un farklı semtlerinde. Cinayet büro tarafından yürütülen bu soruşturmada maktulleri birbirine bağlayan, henüz hayattayken sırtlarına dağlanan tuhaf semboldür. İki koldan ilerleyen hikâyenin fantastik bölümünde ise; 

Dünya başlangıçta diğer gezegenlerde yaşam süren türlü varlığın yaşam yolculuklarını başarılı bir biçimde tamamlayarak yaşam amaçlarını bulan, alması gereken tüm dersleri alan türlerin ebedî istirahatgahı olarak tasarlanmıştır. Ta ki dünyada yaşam sürmeye henüz hazır olmayan insanlığın uyandırılması sonucu yaşanan kaosa kadar. Dünya ile ödüllendirilen ari halkın yer altına hapsolması ile sonuçlanan bu kargaşa, yer altı ve üstünü birbirinden ebediyen ayırmaya ve aradaki sınırı korumaya yeminli koruyucu ve temsilciler çıkarır ortaya. Bu koruyucu ve temsilciler; zaman, boyut ve elementlere hükmedebilir. Ancak bu kimliklerinin uyanması için sınır ihlali tehdidi yaşanması ardından koruyucu ve temsilciler, gözcü tarafından uyandırılmalıdır. Kalan diğer tüm zamanlarda çeşitli kimliklerle normal hayatlar sürer onlar. Yaşanan son saldırıda boyutun koruyucusu Leyla, yer altına hapsolmuştur. Zamanın koruyucusu Âdem ve diğer temsilciler, doğal kimlikler ile yaşam döngüsünün içindedir.