Çağlayan Yılmaz Serisi Seti - 13 Kitap Takım

Çağlayan Yılmaz Serisi Seti - 13 Kitap Takım Çağlayan Yılmaz

Sepette İndirim
2.821,03 TL2.969,50 TL

Benzer Ürünler

placeholder-logo
Yaralısın - Can Yayınları - Image 1

Can Yayınları Yaralısın - Can Yayınları

3
502,71 TL
Sepette 477,57 TL
placeholder-logo
Şizofren Aşka Mektup - Mona - Image 1

Mona Şizofren Aşka Mektup - Mona

1
227,50 TL
Sepette 216,12 TL
placeholder-logo
Everest Yayınları Lehi - Everest Yayınları - Image 1

Everest Yayınları Everest Yayınları Lehi - Everest Yayınları

318,50 TL
Sepette 302,58 TL
placeholder-logo
Mabeyn - Mühür Kitaplığı - Image 1

Mühür Kitaplığı Mabeyn - Mühür Kitaplığı

149,50 TL
Sepette 142,03 TL
placeholder-logo
Yalnızca Rabbine Yönel - Hayat Yayıncılık - Image 1

Hayat Yayıncılık Yalnızca Rabbine Yönel - Hayat Yayıncılık

289,50 TL
Sepette 275,03 TL
placeholder-logo
Ölüm Korkusu - Cinius Yayınevi - Image 1

Cinius Yayınevi Ölüm Korkusu - Cinius Yayınevi

580,00 TL
Sepette 551,00 TL
placeholder-logo
Tufanda mı Yoksa Turfa mı? - Kapı Yayınları - Image 1

Kapı Yayınları Tufanda mı Yoksa Turfa mı? - Kapı Yayınları

184,45 TL
Sepette 166,01 TL
placeholder-logo
Eski Dostum Kertenkele - İletişim Yayınları - Image 1

İletişim Yayınları Eski Dostum Kertenkele - İletişim Yayınları

137,84 TL
Sepette 124,06 TL
placeholder-logo
Kırmızı Kalem Darbeleri - Cinius Yayınevi - Image 1

Cinius Yayınevi Kırmızı Kalem Darbeleri - Cinius Yayınevi

332,00 TL
Sepette 315,40 TL
placeholder-logo
Refia Sultan - Kapı Yayınları - Image 1

Kapı Yayınları Refia Sultan - Kapı Yayınları

244,67 TL
Sepette 220,20 TL
placeholder-logo
Cinius Yayınevi Huriye - Cinius Yayınevi - Image 1

Cinius Yayınevi Cinius Yayınevi Huriye - Cinius Yayınevi

364,00 TL
Sepette 345,80 TL
placeholder-logo
Librum Kitap İhanetten Sonra - Librum Kitap - Image 1

Librum Kitap Librum Kitap İhanetten Sonra - Librum Kitap

174,50 TL
Sepette 165,77 TL
placeholder-logo
Röportajlar - Yargılayan Zaman İçinde - Everest Yayınları - Image 1

Everest Yayınları Röportajlar - Yargılayan Zaman İçinde - Everest Yayınları

176,50 TL
Sepette 167,68 TL
placeholder-logo
Valud - Cinius Yayınevi - Image 1

Cinius Yayınevi Valud - Cinius Yayınevi

252,00 TL
Sepette 239,40 TL
placeholder-logo
Sisyphos Yayınları Saman Çöpü - Sisyphos Yayınları - Image 1

Sisyphos Yayınları Sisyphos Yayınları Saman Çöpü - Sisyphos Yayınları

192,10 TL
Sepette 182,50 TL
placeholder-logo
Cesaret Kulübü - Akılçelen Kitaplar - Image 1

Akılçelen Kitaplar Cesaret Kulübü - Akılçelen Kitaplar

2
133,79 TL
Sepette 120,41 TL
placeholder-logo
Sırların Koruyucuları Anahtar Sensin - Librum Kitap - Image 1

Librum Kitap Sırların Koruyucuları Anahtar Sensin - Librum Kitap

157,53 TL
Sepette 141,78 TL
placeholder-logo
Tuti Kitap Kaşif - Tuti Kitap - Image 1

Tuti Kitap Tuti Kitap Kaşif - Tuti Kitap

1
338,78 TL
Sepette 304,90 TL
placeholder-logo
Solan Çiçeğin Türküsü - Milay Yayınları - Image 1

Milay Yayınları Solan Çiçeğin Türküsü - Milay Yayınları

134,47 TL
Sepette 127,75 TL
placeholder-logo
Abis - İletişim Yayınları - Image 1

İletişim Yayınları Abis - İletişim Yayınları

137,84 TL
Sepette 124,06 TL
  • Ürün Açıklaması
  • Ürünün Özellikleri
  • Kampanyalar
  • İptal İade Koşulları
  • Taksit Bilgileri
  • Soru ve Cevap

BÖKE
448 sayfa
Gökler, yıldızları birer ateş parçası gibi gecenin karanlığına saçtı...
İki asır boyunca dünyanın kanına bulanmış hançerler, son kez havaya kalktı!
Demirden bir kasırga, kör bir kâhinin rüyalarında kumları yaktı.
Türklerin kehaneti, fethin kartalını göklere havalandırdı!
Batu Han'ın Türk çocuklarından oluşturduğu özel birliğin görevi neydi?
Türklere ait Altın Kitap'ta ne yazıyordu?
Moğolların ve Türklerin yaratılış satırlarında saklı olan büyük hesaplaşma neydi?
Hasan Sabbah ile gücünün zirvesine ulaşan, iki asır boyunca dünyaya korku salan fedailer yuvası Alamut Kalesi ve fedailerinin yok oluş hikâyesidir.
Bu... Sahte cennetin, cehennem gecesidir!
BÖRÜ 1
408 sayfa
Bir intikama kaç taht sığabilir?
Acılı parmaklarla yapılmış kaç gösterişli taç, burçlarından kan taşan sarayların pürüzsüz merdivenlerinden yuvarlanabilir?
Hayat Ağacının köklerinde filizlenen kötülük, acunun direğindeki çatlağı zorluyor. Sürek avı gibi insan avlayan canavarlaşmış kralların tahtları sallanıyor!
Kanının sesini dinleyen ve küllere gömülmüş iki hanedanlık, öç ateşiyle yanıp tutuşanları ordularında birleştiriyor.
Büyük mabedin (Göbeklitepe) ve Agarta'nın üstatları, hep bir ağızdan şu soruyu sordular; "O gün geldi mi? Gökyüzünün üç yılanın üzerine kan rengi uyanacağı zaman. Bakir kar örtüsünün taze kanla ısınıp ırmaklara karışacağı an. Rüzgârın şahit olacağı ateşten bir gazabın altından kumları darmadağın edip, taştan tanrılarına sarılan zavallıların yalvaracağı, öç ateşinin yakıldığı o gün geldi mi?
Beklenen cevap Börü Han'ın dudaklarından döküldü;
"Canavarlaşmış kralların yönettiği topraklarda öç, sadece katliamla alınabilir!"
Acun artık kurt ve aslanın pençeleri arasında...
Kandan ırmakların coşkulu sesine kulak verin!

BÖRÜ 2
416 sayfa
"Ey benim demirden dağlarım!
Yağı külleri savurduğum kadim ormanlarım!
Demirdağın tinleri geldi bu gece ateşimize!
Ey Börüler!
Uluyun...
Parçalayın...
Haykırın!
Börüler ant içtiler yağı kanı akıtmaya!
Ey Ulu Tengri, güç ver gökte doğan oğullarına!
Ey Toprak Ana, yol göster bize ulu kayın ağaçlarınla!
Ey Çakay Han, aydınlat önümüzü,göğü aydınlatan gazap kırbaçlarınla!
Ey Kızagan Tengri, ant içtik adına!
Salınsın kara atlar, çıksın Erlik Han cenk meydanına!"
"Börü, arasına başka savaşçı sokmaz! Börü, karşısındaki ordunun sayısına bakmaz! Börü, dağların efendisi, karanlığın öfkesidir! Börü, her cenge sağ çıkmayacağını bilerek girer! İmkânsızı başarır, yağının kâbusu olur!
Börü olmak için hazır mısınız?"
Ağzında kan tadı varsa, bakışlarında sadece ölümün parıltısı vardır .
BÖRÜ 3
Kurt Yangını
336 sayfa
Ser üzerimize geceyi,
Uğultumuz titretsin yürekleri!
Çek pusatlarını Çoga,
Doldur kelleleri tamuya!
Vur baltanı Temir Tonka,
Taşsın cenk meydanı kanla!
Adımız göğe bir yükseldi.
Sonumuz toprağa bir üflendi.
Kırk budaklı ulu çamın dokuz kolundaki tepeyiz,
Kartalların kanadındaki altın tüyün sahibiyiz!
Kayalar bizi haykırır, çağlayanlar adımızla coşar!
Toprak Ana, bizi adalet için akıttığımız kanla sarar!
Zirvelerden gelen rüzgârlar bize atalarımızı fısıldar!
Ey Ulu Tengri, yarılsın bastığımız toprak, aç gazap çukurlarını!
Harlansın Tamu'nun katran karası kazanları!
"Ölümden hayat dilenmek, ahmakların işidir!"
BÖRÜ 4
Karanlığı Parçalayan
416 sayfa
Öyle bir öleceğiz ki;
Canını aldığımız yağıların tinleri, tamunun kızıl göğünü çatırdatacak!
Öyle bir öleceğiz ki;
Bizleri tanrının bahçelerine götüren tinler, acunda kalan bedenlerimize bakıp gözyaşı dökecek!
Öyle bir öleceğiz ki;
Bırakın soyların bizi hatırlamasını, gök bile unutmayacak!
Her çakında bir, karanlığa adımızı haykıracak,
Her yaşında bir zalimin usunda korkular yaratacak!
Öyle bir ölümsüzleşeceğiz ki;
Adalet için çıkan her pusatta zalim kanıyla uyanıp, her can alışta can bulacağız!
Öyle bir sevmiş olacağız ki;
Hatunlarımızın gözlerinde gökte parıldayan bir ışık,
Sevdiğimiz bozkır kızının ipek saçlarında bir rüzgâr,
Büyüttüğümüz balaların dudaklarında bir gülücük olarak kalacağız!
Gökte Doğanlar!
Hah!
Son kez... Ur-Ah!
Ur-Ah! Ur-ah! Ur-Ah!
"Küllerinden yeniden doğabiliyorsan, yaşıyorsun demektir!"
TENGRİ
392 sayfa
Hiçbir şey yokken... Sadece su vardı...
Saf karanlığın içinde yaratılışın sesi yankılandığında doksan dokuz orta acun yaratıldı.
Zamanın başladığı o gün, Erlik, her şeyin biteceği güne kadar sürecek olan isyanın ateşini yaktığının farkında bile değildi.
Küçük bir açgözlülük, sonsuzluğa uzanan bir başkaldırıya dönüştü.
Yer, gökler ve yerin altı yaratılırken insan, hırslarına mağlup olup göklerden kovuldu.
Yüreklere karanlık damlatan Erlik'in, göklerdeki imparatorluğu buz parçaları gibi yeryüzüne yağdığında, güneş ilk kez karanlığa büründü.
İşte o günden son güne kadar insanın ve karanlığın savaşı başladı.
Uslarda ve yüreklerde başlayan çekişme, demirle ateşi buluşturup, kılıçlara kan olarak döktü.
Ateşten kadın, bir ısırığa sonsuzluğunu yakan topraktan erkeğe bulandığı günü hiç unutmadı.
Zamanını bekledi...
Kara Güneş, tüm toprakları sardığında, eğer insanlar Tengri'nin yolundan çıktıysa Demir Kazık gök, yer ve yeraltını tekrar tek hizaya getirecek ve kapılar kısa süreliğine tekrar aralanacaktı...
Zaman daraldığından, göklerde ilerleyen ateş, asil kandan üç kişiyi işaret etti: Yıkımı getirecek olan, kana bulayacak olan ve hükmedecek olan!
Yaratılışın ve başkaldırının hikâyesi...
Bu, ilk kovulanların mücadelesi.
YAFES'İN KILICI
328 sayfa
Türkler "Barak" derlerdi, kara tüylü köpeğe,
Böyle ad verirlerdi, büyük soylu köpeğe.
Aslında efsaneler, bir köpek anarlardı.
Onu da köpeklerin, atası sayarlardı.
Bu köpek soylu idi, çok büyük boylu idi,
Av çoban köpekleri, hep onun oğlu idi.
Kuzey-batı Asya'da güya "İt-Barak" vardı,
Türklerse İç Asya'da, onlara uzaklardı.
Başları köpek imiş, vücutları insanmış,
Renkleriyse karaymış, sanki Kara Şeytanmış.
Kadınları güzelmiş, Türklerden kaçmaz imiş,
İlâç sürünürlermiş, ok mızrak batmaz imiş.
Destanda denilmiş ki, Oğuz-Han yenilmişti,
Bir adaya sığınıp toplanıp derilmişti.
On yedi sene sonra, Oğuz onları yendi.
Kadınlar yardım etti, orada savaş dindi.
Oğuz bu bölgeleri, "Kıpçak-Beğ"e il verdi,
Bunun için Türkler de oraya "Kıpçak" derdi...
-Oğuz Kağan Destanı
OZ'UN KALBİ MU KITASI
384 sayfa
Boğa olmasaydı, Oz uçsuz denizlerde nasıl hüküm sürerdi? Karanlık dalgaların arasına gizlenen kötülükten insanlarını nasıl korur, denizlerin acununa nasıl adalet getirirdi?
Börü olmasaydı, Oz nasıl iz sürer, kinini diri tutar ve intikamını alırdı? Uçsuz bucaksız topraklarda, kendi adaletini nasıl sağlardı?
Gök Geyik olmasaydı, Oz, bilgeliğe nasıl uzanırdı? Işığa nasıl yol gösterici ve insanlığa köprü olurdu?
Aslan olmasaydı, Oz nasıl en büyük olur, düşmanlarının yüreğine korku salardı. Kalbini; Ra-Mu'nun evi, Krallar Kralı'nın Şehri Şalmali'yi nasıl korur, yeryüzünde adaleti nasıl sağlardı?
Gök Çocukları, binlerce yıl yeryüzüne hâkim oldular. Kutsal Dörtlü (Oz Birliği), medeniyetin, sanatın ve refahın merkeziydi. Tüm topraklarda adaleti sağlayanlardı. Bir gün Mu'nun karşısındaki en büyük güç olan Atlantis, yüzyıllar önce yok olmuş Demir Yumruk Birliği'ni, küllerinden, Kuzey'in vahşi krallarıyla yeniden diriltti.
Yeryüzünün seçebileceği iki taraf vardı; Mu ya da Atlantis!
Yedi kutsal güç tekrar savaş için kullanıldı. Tanrı'nın yolunda ilerleyenler, sapkınlara karşı en büyük savaşını verdiler. Kazananı olmayan savaşın sonunda milyonlarca insan ve medeniyet yok oldu!
Her şey, kalın bir sis perdesinin arkasına gizlenmiş gibi yok oldu!
ATALAR CENGİ
376 sayfa
Kutlu yolda ilerleyen korkusuz yiğitler, toprağı adımlarıyla titretti. Ay, gecelerine yol gösteren oldu. Tüm insanlık bu cengi bekledi. Üç taraf vardı: Gök Tanrı'nın orduları, Karanlık Ülke ve korkaklar!
Koca koca taşlardan yaptıkları saraylarına, kalelerine sinen krallar ve hanlar, kalabalık ordularına rağmen asla cesur olamadılar. Karanlık Ülke'ye karşı yürüyebilenler sadece tunç yürekli, çelik bilekli Türklerdi. Yeryüzünü karanlığa çevirmek, toprakları kanla sulamak isteyenlere karşı geceyi pusatlarının ışıltılarıyla aydınlattılar.
Onlar, içlerinde bozkırın vahşi kurdunu taşıyan, Gökbörü'nün yolunda ölüme yürüyenlerdi. Her şeyi ulusları, toprakları ve soyları için yaptılar. Gelecek, pusatlarının ucundaydı. Toprağa düşen her damla lanetlenmiş kan, acunun geleceğini aydınlatan bir meşale olacaktı!
Gök Tanrı'nın orduları, o gece, Tamu'nun pençelerine karşı cenk etti. Acunu dize getirenler, Karanlık'ın ordularını yok ettiler...

GÖKKURT
400 sayfa
Aşinalar, diğer Türk boyları gibi Hun İmparatorluğu dağıldıktan sonra Juan Juanların boyunduruğuna girdiler. Gün geçtikçe güçlenen Aşinalar, Kağan Anakui'yi rahatsız etmeye başladığında umulmadık bir buyruk verdi. Kurtlar, karanlık kuyulara sürüklenmeye başladığında, devri değiştirecek bir ihtilalin ateşi yüreklerde parlayıverdi. Ulu Kara Dağ'ın ulularından, o kutlu günün haberi geldiğinde Gökkurt, işareti ufukta gördü. Başlarını göğe kaldırıp, kutlu bir kağanlık için, kanlarının son damlasına kadar durmayacaklarına ant içtiler. İki kardeş; Bumin ve İstemi... Kutlu bir kağanlık için! Adalet için! Türk için! Göktürk olmak için ölüme yürüdüler! Kutlu bir çağın kapıları, altın başlı gök bayrağın dalgalanışıyla başladı. Pusatı kanlı Börülerin; acı, kan ve kahramanlık dolu mücadelesi... Hiçbir ihtilal bu kadar kanlı ve efsanevi olmadı! Cesaret; Şekilsiz sert bir demirdir. Ruh ise ateştir. Cesaret ve ruh sana kılıcı verir. Damarlarında akan kan da, onu kullanabilme yeteneğini.
CANAVAR
304 sayfa
Zifir acunu örttüğünde,
Dişlerimde kalan intikam sızısını hiç unutmadım...
Kırılan kemiklerim, yalnızlığımın çatırdayan kalkanıydı.
Karanlığın yalnızlığı, en büyük canavarları doğurur.
Ve... Ben doğdum!
Kaç ölüm gördün Çoga?
İçindeki yalnızlıkta kaç hâlini gömdün?
Durduğun, korktuğun yetmedi mi?
Beni o canavara siz dönüştürdünüz!
İçindeki canavarı ortaya çıkar!
BAĞDAT'I BEN YAKTIM
320 sayfa
"Ey zamane genci, birkaç ülke aldın diye kendini Zülkarneyn mi sanırsın?"
Halife Mustasım için kıyametin borusu, bu sözünden sonra üflendi.
İki asırdır dünyaya korku saçan Alamut'u yerle bir eden Hülagü Han, demirden bir kasırga şeklinde Bağdat'a yürüyordu.
Bağdat cihat çağrısı yapsa da kimse onlara yardım etmeye cesaret edemedi.
Sonra... Tarihin durduğu gün geldi. Türklerin Altın Kitap'ındaki son kehanet, kanla balçığa dönen Arap çöllerinde uyandı.
Bir Türk, dünya sessizliğe gömüldüğünde tek başına meydan okudu!
O gün, dünyanın şah damarının kesildiği gündü!
İTBARAK
318 sayfa
Türkler "Barak" derlerdi, kara tüylü köpeğe,
Böyle ad verirlerdi, büyük soylu köpeğe.
Aslında efsaneler, bir köpek anarlardı.
Onu da köpeklerin atası sayarlardı.
Bu köpek soylu idi, çok büyük boylu idi,
Av çoban köpekleri, hep onun oğlu idi.
Kuzeybatı Asya'da güya "İt-Barak" vardı,
Türklerse İç Asya'da, onlara uzaklardı.
Başları köpek imiş, vücutları insanmış,
Renkleriyse karaymış, sanki kara şeytanmış.
Kadınları güzelmiş, Türklerden kaçmaz imiş,
İlaç sürünürlermiş, ok mızrak batmaz imiş.
Destanda denilmiş ki, Oğuz Han yenilmişti,
Bir adaya sığınıp toplanıp derilmişti.
On yedi sene sonra, Oğuz onları yendi.
Kadınlar yardım etti, orada savaş dindi.
Oğuz bu bölgeleri, "Kıpçak-Beğ"e il verdi,
Bunun için Türkler de, oraya "Kıpçak" derdi...
Oğuz Kağan Destanı

 

(Tanıtım Bülteninden)

 

Neden idefix?

Kolay İade
Kolay İade

Siparişinizi teslim aldığınız tarihten itibaren 14 gün içinde iade edebilir, iade sürecinin tamamlanmasının ardındansa ödemenizi hızla geri alabilirsiniz.

Müşteri Odaklı Deneyim
Müşteri Odaklı Deneyim

Kullanıcı dostu ara yüzümüz tüm ihtiyaçlarınıza eksiksiz yanıt verebilmek için tasarlandı. Deneyiminizi uçtan uca kusursuz kılmak adına çağrı merkezimiz ve canlı destek hattımızla ihtiyaç duyduğunuz her anda yanınızdayız!

Hızlı ve Sorunsuz Teslimat
Hızlı ve Sorunsuz Teslimat

Siparişlerinizin bir an önce ulaşması için sabırsızlandığınızın farkındayız. Sunduğumuz farklı teslimat seçenekleri arasından size en uygununu belirlemeniz, siparişinizi olabildiğince çabuk veya dilediğiniz zaman aralığında sorunsuz bir biçimde teslim etmemiz için yeterli.

2.969,50 TLSepette İndirim
2.821,03 TL