Brooklyn Çılgınlıkları
Brooklyn Çılgınlıkları Kitap Açıklaması
Eski hayat sigortacısı Nathan Glass, yakalandığı hastalıktan ötürü ölüme gün saymaktadır. Karısından boşanmış, emekli olmuş, tek kızından kopmuştur. Bir başına kalmak için, kimsenin kendisini tanımadığı Brooklyn'e gelir. Bir süre sonra nicedir kayıp olan yeğeni Tom Wood'la karşılaşır. Tom'un çalıştığı kitabevinin sahibi Harry Brightman da, kaderin Brooklyn'e sürüklediklerindendir. Tom ve Harry aracılığıyla dünyası genişleyen Nathan yepyeni dostlar edinir. Giderek başkalarının acıları ve yaşam savaşları kendi umarsızlığına ağır basacaktır...
Günümüz Amerikan edebiyatının en seçkin yazarlarından Paul Auster'ın yeni romanı Brooklyn Çılgınlıkları, hiç kuşkusuz, en içten, en coşkulu kitabı. Üç kişinin Brooklyn'de kesişen yaşam çizgilerini ustalıkla ören roman, sıradan insan yaşamının görkem ve gizemlerine unutulmaz bir övgü.
İnce Kapak:
Sayfa Sayısı: 286
Baskı Yılı: 2014
Ciltli:
Sayfa Sayısı: 286
Baskı Yılı: 2007
e-Kitap:
Sayfa Sayısı: 259
Baskı Yılı: 2007
Dili: Türkçe
Yayınevi: Can Yayınları
- Kitap Adı: Brooklyn Çılgınlıkları
- Yazar: Paul Auster
- Yayınevi: Can Yayınları
- İlk Baskı Yılı: 2007
- Dil: Türkçe
- Barkod: 9789750734212
Sabit Fikir
HER BAŞARILI ROMAN BİR HALÜSİNOJENDİR!
Altay Öktem
Görünmeyen, dünyadaki birçok eleştirmen tarafından yılın en iyi romanları arasında sayılmakla kalmadı, birçok eleştirmen tarafından Paul Auster’in en iyi romanı olarak kabul edildi. Günümüz dünya edebiyatını eksiksiz takip eden biri olmadığıma göre, bu konuda fikir yürütmeye hakkım yok. Bu tespitlere değinmeye niyetim de yok açıkçası. Görünmeyen, yılın değil, benim en iyi romanlarımdan biri mi, asıl ona bakıyorum! Ve lafı fazla uzatmadan cevabımı veriyorum: Evet. Kesinlikle evet.
.
Sabit Fikir
HER BAŞARILI ROMAN BİR HALÜSİNOJENDİR!
Altay Öktem
Görünmeyen, dünyadaki birçok eleştirmen tarafından yılın en iyi romanları arasında sayılmakla kalmadı, birçok eleştirmen tarafından Paul Auster’in en iyi romanı olarak kabul edildi. Günümüz dünya edebiyatını eksiksiz takip eden biri olmadığıma göre, bu konuda fikir yürütmeye hakkım yok. Bu tespitlere değinmeye niyetim de yok açıkçası. Görünmeyen, yılın değil, benim en iyi romanlarımdan biri mi, asıl ona bakıyorum! Ve lafı fazla uzatmadan cevabımı veriyorum: Evet. Kesinlikle evet.
.
Yorumlar
Bu ürüne yorum yapmak için giriş yapmalısınız
04.08.2021
Paul AusterPaul Auster'ın bazı kitapları birbirine benziyor. Kolay okunuyor. 4321 romanını tercih ederim.
27.10.2009
Hep aynı!Doğrusunu söylemek gerekirse, Auster artık biraz sermayeden yiyor gibi. Bütün romanları birbirine benziyor. Beni şaşırtan herkesin hala bıkmadan onu okuması. Belki de çok hızlı yazdığı için (her yıl bir roman) yenilik yapamıyor gibime geliyor. Bir yazar için en kötü şey tekrara düşmektir ve Auster düşüyor.
22.10.2009
Düş ve Gerçek Üzerine (devamı)Auster, Brooklyn Çılgınlıkları’nda mizah anlayışı, edebi eserlere ve yazarlara atıfları, zaman zaman ön plana çıkan cinsel fantezileri, tesadüflerin yönlendirdiği karakterleriyle bu kez Kafka’dan çok Milan Kundera’yı andırıyor. Kahramanımız Nathan Glass’ın Varoluş Oteli’ne gitmeden önce verilen ufacık bir kararın sonraki adımlarını nasıl etkilediğini anlatması, akla Kundera’nın Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği’nde altı tesadüfün hayatını nasıl etkilediğine dair anlattığı hikâyeyi getiriyor.
Tesadüfler Auster’ın kitaplarının temel taşı; ancak Brooklyn Çılgınlıkları’ndaki tesadüfler daha önce tecrübe ettiklerimizden farklı bir biçimde genellikle olumlu sonuçlar doğuruyor. Bu nedenle roman, insanı gerçeklik hissinden uzaklaştırıyor. Karakterlerin hayatları iyiye gittikçe ayaklarınız yere basmaz oluyor. Buna rağmen anlatılanın “saçma” olduğunu düşünmüyorsunuz; belki “absürd” ancak “saçma” değil... Auster’ın en çok etkilendiği yazarlardan birinin Beckett olduğunu göz önünde bulundurduğunuzda bu durumun hiç de tuhaf olmadığı kanaatine varıyorsunuz; hele bir de Beckett hayranıysanız ayaklarınız iyice yerden kesiliyor.
Auster’ın hayalî dünyasında gezerken aniden kendinizi gerçek dünyada buluveriyorsunuz. Amerika’daki seçimler, Bush’un kötü yönetimine dair konuşmalar, Kosova’yla ilgili yorumlar, işsizlik sorunu ve 11 Eylül’e yapılan gönderme, size nasıl bir dünyada yaşadığınızı hatırlatıyor. Büyük şehrin karmaşasında sıkışıp kalan küçük yaşamlar, ayrıntılarını gözleriniz önüne seriyor “çünkü hikâyenin aslı ayrıntılarda gizli.”
Nathan Glass’la düş ile gerçek arası bir yolculuğa çıkıp Auster’ın varlığını unutabileceğinizi sanmayın. New York Üçlemesi’nde ve Karanlıktaki Adam’da olduğu gibi bu kitapta da yazarın varlığını hissediyorsunuz. Gerek edebiyat hakkında diyaloglar gerekse yazarlara dair öykülerle Auster içinde bulunduğunuz hâlin bir yazarın elinden çıkma olduğunu hatırlatıyor. Bunu yaparken okura; Franz Kafka’ya, Edgar Allan Poe’ya, Henry David Thoreau’ya dair izlenimler sunuyor.
Eğer o gün Taksim’e gitmeseydim, gitmişken Brooklyn Çılgınlıkları’nı almasaydım ve onca işim olmasına rağmen büyük bir hevesle okumasaydım, hayata bakış açımın değişeceğini nereden bilebilirdim? Eğer Nathan Glass’la tanışmasaydım, hayatın tesadüflerle dolu olduğuna dair inancımı, bu tesadüflerin her zaman olumsuz olmadığına dair umudumu kaybetmek üzere olduğumu nasıl fark edebilirdim?
Peki ya siz? Siz Paul Auster’la tanışmadığınız sürece neyi kaçırdığınızı nereden bilebilirsiniz?