Benzer Ürünler
Ergün Yıldırım, önemli bir sosyolog ve yıldızı her gün daha da parlayan bir entelektüel... Bu kitabı ise bir sosyoloji çalışması değil, babaannesinin hikâyesini anlattığı bir roman. Fakat sadece bir roman da değil, Türkiye'nin hala kanayan yaralarının neredeyse tümüyle kesişen bir yüzleşme çağrısı. Babaannesi hayatının son dönemecinde, tüm hikâyesini Ergün Yıldırım'a anlatıyor ve böylece Yıldırım babaannesinin Tehcir döneminde, hayatını kurtarmak için ailesi tarafından Kürtlere verildiğini, ömrü boyunca Tahire olarak tanıdığı babaannesinin Ermenice adını öğreniyor. Öğrendikleri bununla da kalmıyor… Babaannesinin, evlerine el koyan Kürt beylerinin oğullarıyla neden kızlarını evlendirdiği ve böylece ailesinin talan edilmiş mallarının (küplerinin, yastıklarının…) nasıl tekrar ona geri döndüğünü öğreniyor.
Yıldırım'ın yaşadığı bu şoku atlatmasının, ruhunu sağaltmasının tek bir yolu var, yazmak, yazmak… O da babaannesini merkeze alarak tüm bu yaşananları romanlaştırmaya karar veriyor. Onun ifadesiyle:
"Babaannem uzun uzun anlattı. İç içe geçen hikâyeler, onun büyük hikâyesinde tek tek açılmaya başlıyordu. İçim bir eskici dükkânıydı. Zihnime dolan sırların üstündeki tozlar uçuşurken, keşfettiğim her nadide parçayı insanlarla paylaşmam gerektiğini hissediyordum. Kendimi yeniden keşfetmek ve bunu babaannemin hikâyesinin içinden geçerek tamamlamak için tutuşuyordum. Yüzyıla varan ve içinde büyük acılar taşıyan bir hayata tanıklık yaparak kendime yeniden bakmak ve varlığımın dağılan parçalarını birleştirip, yapıştırmak istiyordum. İstanbul'a döndüğümde her şeyi yazmaya başladım. Bayzan, Ali, Vartanoş ve Çerçi Mehmet arka arkaya döküldüler tarihten bugüne. Onların dünyası, babaannemin dünyasında ışıyarak, beni varlığımın bahçesine davet ediyordu.
Kendime, sevdiklerime ve nefret ettiklerime dair bir ilk noktaya, bir milada ihtiyacım vardı. Hiç telaffuz edilmeyen ama hayatımızın her adımında bizi gölge gibi takip eden o milat belliydi. O konuşulmadan hiçbir parçanın bütünleşmesi mümkün değildi. O mozaik vazonun kırıldığı andı. O, Tehcirdi..."
Dili: Türkçe
Yayınevi: Ufuk Yayınları
Neden idefix?
Siparişinizi teslim aldığınız tarihten itibaren 14 gün içinde iade edebilir, iade sürecinin tamamlanmasının ardındansa ödemenizi hızla geri alabilirsiniz.
Kullanıcı dostu ara yüzümüz tüm ihtiyaçlarınıza eksiksiz yanıt verebilmek için tasarlandı. Deneyiminizi uçtan uca kusursuz kılmak adına çağrı merkezimiz ve canlı destek hattımızla ihtiyaç duyduğunuz her anda yanınızdayız!
Siparişlerinizin bir an önce ulaşması için sabırsızlandığınızın farkındayız. Sunduğumuz farklı teslimat seçenekleri arasından size en uygununu belirlemeniz, siparişinizi olabildiğince çabuk veya dilediğiniz zaman aralığında sorunsuz bir biçimde teslim etmemiz için yeterli.
