Benzer Ürünler
Herkesin bir hikâyesinin olduğu zamanlar kaybolmasın diye yazı var. Yazdıkça, yazının da bir hikâyesi oluyor hepimize dair. Doğrudan, gördüklerini göz kırpmadan anlatanlar eliyle yürüyen düz yazının en kadim şubelerinden olan öykü, insan yaşadıkça devam edecek elbet. İnsan konuştukça, davrandıkça, yetemedikçe devam edecek. Ses alıp ses verecek insanla birlikte öykü de. Bir kumaş parçasına yüklenip gelen ânı, bir vakti düğümleyip çözen türküyü öyküler yeniden hayatımıza katar. Anlatma isteği, anlatma biçiminin önüne geçse n’olur? Asl’olan kayıt altına almak, gördüğünü göstermek, duyduğunu duyurmak değil mi?
Gülten Doğruyol İncesu, kendi içsel yolculuğunu – bazen kendini okurun da yerine koyarak- samimi, sade bir dille anlatıyor. Şiir; görüneni perdeler, gölgeler, yarım bırakır. Hikâye; herkese dokunan bir olayı, durumu, gerilimi günlük konuşma dilinden kopmadan ortaya koyar. Gülten Doğruyol İncesu; her gün önünden geçip gittiğimiz bir köşe başını, rastladığımız bir olayı başka bir gözle aktarıyor bizlere. Retorik kaygısına düşmeden, anlatmak istediğinin önüne set çekmeden yapıyor bunları.
İncesu’nun metinleri yapıştırma, kolaj, sentetik değil; hepimizin tanık olacağı durum ve olaylar eşlik ediyor bizlere. Hiçbirimizin görmediği bir köşeden rasat ediyor ortamı İncesu. Dil, yaşanılan, tanık olunan olay ve mekânlara uygun biçimde akıyor, zorlama yok. Sürpriz yok, hepimizin tanık olacağı bir olayı kendi iç dünyası ve bakış açısı içinde ortaya koyuyor. Önümüze çıkan ‘mendil’in serüveniyle, insanlar içinden akarak başka başka mekânlara taşınarak biz de akıp taşınıyoruz. Bu öykülerin öznesi ‘insan’, insan bir görüntü, yama, gölge değil; bir hâtırat, coğrafya, sokak, kumaş. İncesu’nun öyküleri bizimle birlikte hayatı adımlıyor, tökezlerim diye korkmuyor; çünkü büyük sulara girip boğulma derdi yok; yaşadığını yaşatıyor, gördüğünü gösteriyor, bize dünyanın o eski güzel huylarını yeniden hatırlatıyor.Başta şiir olmak üzere, öykü ve romanda ‘insan’ın çekildiğinin konuşulduğu bugünlerde eski dünyadan alınmış bir mektup gibi okudum ‘Mendil’i. Öyle sahici, öyle içten ve insandan yana kaygılı…
(Tanıtım Bülteninden)
Katkıda Bulunanlar: Mehmet Gözen, Arzu Karadağ, Musa Bêjevan
Neden idefix?
Siparişinizi teslim aldığınız tarihten itibaren 14 gün içinde iade edebilir, iade sürecinin tamamlanmasının ardındansa ödemenizi hızla geri alabilirsiniz.
Kullanıcı dostu ara yüzümüz tüm ihtiyaçlarınıza eksiksiz yanıt verebilmek için tasarlandı. Deneyiminizi uçtan uca kusursuz kılmak adına çağrı merkezimiz ve canlı destek hattımızla ihtiyaç duyduğunuz her anda yanınızdayız!
Siparişlerinizin bir an önce ulaşması için sabırsızlandığınızın farkındayız. Sunduğumuz farklı teslimat seçenekleri arasından size en uygununu belirlemeniz, siparişinizi olabildiğince çabuk veya dilediğiniz zaman aralığında sorunsuz bir biçimde teslim etmemiz için yeterli.
