Krizler Yumağında Felaketi Önlemek: İstanbul Depremi - Sığınmacılar - Demografik Kriz - İklim Krizi Coşkun Faik Kavala

Güncel meşgalelerden başımızı kaldırıp bakmadığımız için ihmal ettiğimiz, hatta zamanla varlıklarını bile unuttuğumuz `asıl` sorunları ancak başımıza felaketler geldiğinde hatırlıyoruz. Son yıllarda milletçe yaşadığımız Manavgat ve Marmaris orman yangınları, Kastamonu Bozkurt’taki sel felaketi, Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan depremleri, ülkemize hesapsızca alınan 13,5 milyon sığınmacının sebep olduğu toplumsal gerilimler bu ihmallerin, hazırlıksızlığın, hesapsızlığın sonucu olarak felakete dönüşmüş ya da dönüşmek üzeredir.
Devleti yönetenin halka karşı sorumluluğu VIII. yüzyılda yazılmış Orhon Yazıtları’ndaki ‘aç bodunu doyurdum, çıplak bodunu giydirdim, fakir bodunu zengin kıldım’ sözlerinde, Kutadgu Bilig’deki ‘Adil hakan Küntogdı’ karakterinde, Şeyh Edebali’nin ‘İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın’ deyişinde ifadesini bulmuştur. Bu bakımdan çalışmalarımızın, binlerce yıllık yönetim geleneklerine sahip Türk devletini yöneten iradeye yol göstermesi, gerekli politikaların üretilmesinde yardımcı olması umudunu taşıyoruz.

(Tanıtım Bülteninden)