Can Yayınları Goriot Baba Honore de Balzac

Tahsin Yucel´in Tercumesi Turkce´nin katlinden baska birsey degil. Nedenmi ? Anlatayim, Gunluk hayatinizda hic kullanmadiginiz, birakin kullanmamayi hic duymadiginiz ve bir mana veremediginiz olaganustu uyduruk kelimeler dolu Tercumenin ici. Balzac buyuk bir yazar hic suphesiz ama Tercume edilirken Gunluk konusma diline uymak gerekir, hic kimsenin hic bir zaman kullanmayacagu uydurukcaya degil. Ben Ingilterede yasiyorum, Ingilizce Dunyanin acik ara en buyuk Dili. Ingilizcenin icinde Fransizca, Latince, butunuyle yer aliyor, her dilden kelime aliyorlar, deyim aliyorlar. Latince kelimeleri Dilllerinden cikarsalar Birbirleriyle dahi anlasamazlar. Tercume ederken gercek dunyada yasayip ayaklarin yere basmasi gerekir.

Goriot Baba çocukları için fedakarlıktan asla kaçınmayan anne-baba türünün en ileri örneklerinden biridir. Rastignac da sınıf atlama çabasında olan ama sağduyusu ve vicdanı sayesinde insanlıktan çıkmayan, kısaca her yolu mübah görmeyen bir genç aydındır. Kitap maddi gerçeklerin insanları nasıl değiştirdiğini, değişmeyenlerinse aziz mertebesini hakettiği bir dünyayı tasvir ediyor. Kitapta çok yoğun ve göz göre göre gelişen bir yıkım ve hüzün var. Okuduklarım arasında en sevdiğim balzac romanıdır.

1830'ların Paris'indeki sosyete adı verilen, dışardan lüks fakat içine girildikçe ne denli insan değerlerinden uzak olduğunun gözler önüne serildiği, aslında günümüz dünyasının pek de değişmediğini gösteren güçlü bir anlatım. İki kızı olan Mösyö Goriot; hayatının tüm enerjisini kızlarına harcayan fakat ölüm döşeğinde kızlarına bırakıcak bir serveti kalmadığı için kızlarının aklına gelmeyen bir adam. Aslında Goriot Baba günümüzün en büyük sorununu da işlemiş bulunuyor; paran varsa saygı var!...