Charles Bukowski'nin Kavgası ve Satır Aralarındaki Solculuğu Ali Ulvi Özdemir

Belki de hiç bir yerde olmadığı kadar kendi insanını ezen, silikleştiren, korkutan, isyanını alan ve sürüleştiren devlet: Amerika Birleşik Devletleri. Ve burada sunulan özgürlük, çitlerin görünmeyecek kadar uzakta olduğu, devasa bir çiflikte kendini özgür sanan, hala o vahşi topraklarda koştuklarını sanan atlara ait özgürlük oluyor. Bu toplum politik eleştirinin ve zorlamanın sınırlarını kalınlaştırıp duvarlarını yükseltirken politik olmayan her türlü çıkışa, her türlü çılgınlığa insanlar kendilerini özgür sansınlar diye izin vermekte sakınca görmemiş. Bukowski'nin solculuğunu sorgularken ya da kapitalist toplumun iç yüzünü ortaya koyarken söylediklerinde politik bir tını yakalamaya çalışırken, bu noktaları unutmamakta yarar olduğunu düşünüyorum. Bütün söyleme ve görüntüye karşın sıradan insanı kendiliğinden cüceleştiren, hiçleştiren devasa bir kontrol mekanizmasının, açıkçası insanların beyinlerini işgal etmiş bir polis devletinin varlığını hissetmek de bir anlamda ancak satır aralarını eşelemekle, görünmeyeni algılamakla, var olmayanın kokusunu almakla ilgili....
(Arka Kapak)



Sayfa Sayısı: 300

Baskı Yılı: 2009


Dili: Türkçe
Yayınevi: Alter Yayınları