Bu da Geçer - İki Kadın İki Öykü Nilgün Uluğkay Aktürk

Kader, hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir. Bu sebepten 'Ne yapayım, kaderim böyle,' demek ve boyun bükmek cehalet göstergesidir. Kader yolun tamamını değil sadece yol ayrımlarını verir. Güzergâh bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatının hâkimisin ne de hayat karşısında çaresizsin.
Sabırlı ol; sabır dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül etmektir. Allah âşıkları bilirler ki gökteki ayın hilalden dolunaya varması için zaman gerekir.
Her kul tamamlanmamış sanat eseri gibidir. Atlattığımız her badire eksiklerimizi gidermek için tasarlanmıştır. Rab, noksanlarımızla ayrı ayrı uğraşır çünkü beşeriyet denen eser, kusursuzluğu hedefler.
Evrene nasıl seslenirsen öyle aksi gelir. Hayır dile, hayır bul. Bil ki senin gönlün değişirse evren de değişir. Ne bir katre hayır karşılıksız kalır ne de bir katre şer. Onun bilgisi dışında yaprak bile kıpırdamaz.
Ve unutma ki bu can sana emanettir. Emanete hıyanet edip vakitsiz sonlandırmak ne sana ne de bana düşer.
Bil ki yaşamın bitince geldiğin toprağa geri dönüp bitkilere gübre hayvanlara gıda oluyorsun. Ve... Giderken hiçbir şeyi yanına alıp götürmüyorsun.
Keşke herkes bileydi...

Bu kitapta, gerçekten yaşanmış hikâyeleri okuyacaksınız. Belki kendinizin belki başkalarının hayatlarını göreceksiniz. Kader ile seçimleriniz arasındaki ilişkiyi hâlâ çözmediyseniz, bir kez daha düşünecek, farkına varacaksınız.

(Tanıtım Bülteninden)