Kayıp Tufan Meryem Karadeniz

Ben kimim? Ben; aynaya baktığınız kişi ya da yanınızdan selam vermeden geçen öylesine biri, belki babanız, amcanız, dayınız, ağabeyiniz, oğlunuz; iş yerinizde gördüğünüz ama tam anlamıyla tanıyamadığınız, birlikte güldüğünüz ama acılarına kayıtsız kaldığınız, yediğine içtiğine ortak olduğunuz ama paylaşma sırası size geldiğinde oralı olmadığınız...
Aslında size hiç de yabancı olmayan, buna rağmen asla tam anlamıyla çözemediğiniz, öylesine bakan gözlerle yöneldiğiniz için, içindeki savaşları, acıları, kayıpları, geçen zamanını, çelişkilerini, yitirdiği umutlarını fark edemediğiniz...
Evet, ben kimim?

Kimlikte yazan adımla seslendiğiniz, bazen lakaplar taktığınız, bazen hakir gördüğünüz, dışladığınız, gerçek anlamda asla sevmediğiniz, bağrınıza basmadığınız, sever gibi yapıp aldattığınız; aldatıldığınızda dünyayı dar ettiğiniz, anlayış göstermeyip sadece anlayış beklediğiniz ben, evet ben aslında kimim?

Aynaya bakın, yanınızdan hızla geçip selam vermeyen insana, en yakınlarınıza, eşinize, dostunuza, anladığınızı düşündüğünüz, anlaşılmadığınızdan emin olduğunuz, hasbel kader hayatınızda yer alan kişiye bakın!

Öylesine değil, pür dikkat bakın! Bakmak için değil görmek için bakın. Nasıl? Gördüğünüz kişiyi beğendiniz mi? Evet bu sadece sizin eseriniz... Sadece senin eserin...

(Tanıtım Bülteninden)