idefix’te Satış Yapın
Uygulamaya Özel 200 TL Üzeri Alışverişlerinizde Kargo Bedava !
product image

Ürünün Diğer Satıcıları (1)

  • Ürün Açıklaması
  • Ürünün Özellikleri
  • Kampanyalar
  • İptal İade Koşulları
  • Taksit Bilgileri
  • Ürün Değerlendirmeleri (0)
  • Soru ve Cevap (0)

İbn Haldun ve onun düşünceleri hakkında çok fazla kitap ve makale yazılmışken, yazar 'İbn Haldun Düşüncesi: Asabiyet ve Devlet' başlıklı bir eserle çıkıyor okurun karşısına. Ancak yazarın burada yapmak istediği şey, kendinden önce devasa bir birikime ulaşan İbn Haldun araştırmalarına bir yenisini eklemekten ibaret değil elbette. Aksine İbn Haldun düşüncesine yönelik çalışmalarda ortaya çıkan birtakım karmaşa ve sorunlar, onu böyle bir gayrete sevk etmiştir. İbn Haldun birçok araştırmacının iddia ettiği gibi, birdenbire ortaya çıkmış selefsiz bir dahi miydi, yoksa İslam siyaset düşüncesindeki gelişim çizgisinin belli bir safhasını mı temsil ediyordu? Yine İbn Haldun bazılarının iddia ettiği gibi siyasi entrikalarla makam peşinde koşan bir aktör müydü acaba? Yoksa tam tersine, onu yaşadığı çağın gerçekliği içinde anlamak, ilimle siyaset arasında gidip gelen sıkıntılı yaşamını görmek ve katlandığı acıların izini sürmek mi gerekiyor kendisini anlamak için? Hayatının bir bölümünde rasyonel bir bölümünde irrasyonel miydi bazılarının dediği gibi? Zamanının İslam coğrafyasında yaptığı tüm seyahatler ne anlama geliyordu? Felsefeye, ilimlere ve tasavvufa karşı tutumu neydi tam olarak? Mukaddime ger-çekten de kimilerinin zannettiği gibi gerekli-gereksiz birçok konunun ilgisizce bir araya getirildiği ansiklopedik bir karaktere mi sahiptir, yoksa tam aksine tüm bölümleriyle birlikte belli bir düşüncenin savunulması için ustaca örülmüş, uyumlu, mantıksal ve sistematik bir yapıya mı sahiptir? Mukaddime'nin zengin içeriği, herkesin aradığı şeyi onda bulabilmesine ve dilediği gibi onu yorumlayabilmesine imkan sağlıyor; peki ama gerçekte 'umran ilmi'nin konusu, gayesi ve meseleleri neydi acaba? 'Umran ilmi' tam olarak neyi ifade ediyordu? Tarih ilmini değerlendiren bir kıstas olması açısından 'umran ilmi'nin kıymeti nedir? Bu ilmin temellerini oluşturan İslam düşüncesi, tabiat tasavvuru ve varlık anlayışı nedir? Umran ilmi kimilerinin iddia ettiği gibi sosyoloji miydi aslında, yoksa bir tarih felsefesi ya da başka bir şey mi? Kendi döneminde İslam dünyasının içinde bulunduğu durum İbn Haldun'u nasıl etkilemişti? Karamsar mı yoksa gerçekçi miydi İbn Haldun? Zannedildiği gibi Arapları mı eleştiriyordu o; Mukaddime'deki 'Araplar ve onların hükmünde olanlar' ne anlama geliyor? İbn Haldun, bazılarının söylediği gibi bir medeniyet karşıtı mıydı, yoksa onun yaptığı şey, umranın tüm olay ve olgularını tavsif etmekten mi ibaretti? Asabiyet döngüsü ne anlama geliyor ve iktisadi amilin bu döngüdeki rolü nedir? Zannedildiği gibi tarihsel materyalizmin öncülerinden biri midir İbn Haldun? Kaderci ya da determinist midir o? İbn Haldun düşüncesi ışığında baktığımızda İslam medeniyet tecrübesindeki etken amiller nelerdir? Üretime dayanmayıp, sadece hazır servetin tüketilmesine dayanan İslam ülkeleri nasıl bir döngüye mahkum idiler? İbn Haldun'un düşüncesi günümüz açısından ne ifade ediyor? Muhammed Âbid el-Câbirî, hayatının oldukça erken bir döneminde yazdığı bu eserinde, İbn Haldun'un kişiliğine ve düşüncesine yönelik tüm aşırıya kaçmış, abartılmış, çarpıtılmış ve anakronizme düşülmüş tutumların karşısına çıkıyor; İbn Haldun'u ve onun düşüncesini, İbn Haldun'un kendi çağdaş gerçekliği dahilinde ve 'olduğu gibi' aktarmaya ve ona gerçek kimliğini kazandırmaya çalışıyor. Bu eserde İbn Haldun'un düşüncesindeki piramidal-sistematik yapı açık bir şekilde ortaya konulmuş ve bu düşüncenin ana eksenini oluşturan 'asabiyet ve devlet' unsurları diğer tüm unsurlarla olan ilişkileri bağlamında incelenmiştir. İbn Haldun düşüncesi söz konusu olduğunda genellikle ihmal edilen bir şey var; o da 'bu düşünceye bir bütün olarak bakmak'tır. İşte bu eser, ihmal edilen bu bakışı yakalamaya yönelik ciddi bir çabanın ürü-nüdür. Eserin sonundaki 'ıstılahlar sözlüğü', Mukaddime'deki bazı kavramların kendi gerçekliği içinde nasıl anlaşılması gerektiği konusunda bize yardımcı oluyor. Zira İbn Haldun'un da dediği gibi 'bir ıstılah ancak kendi asrında ona yüklenen anlamıyla anlaşılmalıdır.' Hiç şüphe yok ki İbn Haldun düşüncesinden hareketle ivme kazanan toplum ve tarih araştırmaları durmayacak, yoluna devam edecektir; fakat her şeyden önce İbn Haldun düşüncesinin kendi gerçekliği içinde ve 'olduğu gibi' anlaşılması gerekiyor. İşte bu eser, söz konusu anlama etkinliğinin başlangıç noktasını teşkil edecek hayati bir öneme sahiptir. Ayrıca Câbirî'yi diğer eserlerinden tanıyan okurlar, bu erken dönem eseri sayesinde onun düşünsel macerasındaki arka planı daha yakından tanıyacaklardır.

Neden idefix?

Kolay İade
Kolay İade

Siparişinizi teslim aldığınız tarihten itibaren 14 gün içinde iade edebilir, iade sürecinin tamamlanmasının ardındansa ödemenizi hızla geri alabilirsiniz.

Müşteri Odaklı Deneyim
Müşteri Odaklı Deneyim

Kullanıcı dostu ara yüzümüz tüm ihtiyaçlarınıza eksiksiz yanıt verebilmek için tasarlandı. Deneyiminizi uçtan uca kusursuz kılmak adına çağrı merkezimiz ve canlı destek hattımızla ihtiyaç duyduğunuz her anda yanınızdayız!

Hızlı ve Sorunsuz Teslimat
Hızlı ve Sorunsuz Teslimat

Siparişlerinizin bir an önce ulaşması için sabırsızlandığınızın farkındayız. Sunduğumuz farklı teslimat seçenekleri arasından size en uygununu belirlemeniz, siparişinizi olabildiğince çabuk veya dilediğiniz zaman aralığında sorunsuz bir biçimde teslim etmemiz için yeterli.