
KararsızOkur: Kültürle Kaynayıp Artık Bizimle Yaşayan Edebi Canavarlar
Yazar: Murat Can Aşlak
Çizer: Onur Atay
Korkularımızdan can bulup yine korkularımızla beslenerek yaşayan canavarlar; genelde hayvansal formlara insani özellikler eklenerek şekillendirilmişler - bazen insanlar gibi dik dururlar, bazen insana özel yüz ifadeleri taşırlar, bazen konuşurlar vs...
İnsani özellikler, inandırıcılıklarını ve dolayısıyla etkilerini artırırken, kendileriyle ilintili korkuları da cisimleştirir. O korkulara hareket, karakter ve birer yüz verir. Canavar, gerektiğinde bir kahraman tarafından öldürülebilir, böylelikle ölümlü hale gelir - korkunun yenilmezlik büyüsü bozulmuş, zırhında delik açılmış olur. Hayvan-insan denklemi bazen de tersine döner; bazı korkular ruhu karartıp eskiden insan olanı canavarlaştırır. Bu defa insanlara hayvani özellikler eklenir - cadıların burunları karga gagasını anımsatır, Kont Dracula'nın yarasalarla bağlantısı aşikardır, Voldemort'un burunsuzluğu sürüngenlerle ilişkilidir.
Tarih boyu yarattığımız canavarların bir kısmına hayatın dinamikleri değiştikçe ihtiyacımız kalmadı Bazı canavarlar - Kiklop gibi - ilk kurgulandıkları halleriyle aramızda varlıklarını devam ettirirken, bazı canavarlar form değiştirerek yeni dünyaya adapte oldular. Hayat hızlanıp karmaşıklaştıkça korkularımız da çeşitlendi ve yeni canavarlara ihtiyacımız oldu. Bugün fikir dünyamızda dolaşan dilimize sızan, korkularımzla kol kola yaşayan eski-yeni canavarlar artık kültürümüzün parçaları. Mary Shelley'in 200. yaşını kutlayan şahane canavar; sevgisizlik korkumuzdan ve modernizm ile merkeze oturan insan aklının yaratabileceklerinin belirsizliğinden korkmamızdan beslenerek bugüne kanlı canlı ulaştı. Frankenstein'in canavarının doğum gününü kutlarken, aramızda dolaşan diğer canavarları ve bu canavarların hayat bulduğu romanları KararsızOkur sayfasına taşıyalım ve bir hatırlayalım istedik.
Hazırlayan: Murat Can Aşlak
Çizen: Onur Atay