idefix’te Satış Yapın
Uygulamaya Özel 200 TL Üzeri Alışverişlerinizde Kargo Bedava !
product image
  • Ürün Açıklaması
  • Ürünün Özellikleri
  • Kampanyalar
  • İptal İade Koşulları
  • Taksit Bilgileri
  • Ürün Değerlendirmeleri (0)
  • Soru ve Cevap (0)

Bu ve bundan önceki kitabımın çok büyük bölümlerini, Mersin’de 6-7 yıl önce sahip olduğum yazlıkta kaleme aldım. Geçmişi çok gerilerde bıraktığıma, iyi-kötü her şeyin beni artık hiçbir şekilde etkilemeyeceğine inanıyordum. Olup bitenler o kadar etkisini yitirmişti ki. Zaman zaman yaşamaya nereden başlayıp nereye geldiğimi, bugün hangi noktada olduğumu düşünür ve bundan sonra bir mutluluk duyardım. Bu nedenle de yaşama hep bir teşekkür borcum olduğunu düşündüm. Yazmaya Başladığımda "tamam" dedim, ikinci kitabın adı bu olsun."
Nedense düşündüğüm olmadı. Çünkü yazdığım olayları toplu biçimde bir arada gördüğümde hepsi teker teker canlandı gözümde. Bazı geceler sabaha kadar yazdığım oluyordu.Yine öyle gecelerden biri... Deniz karşımda uzanıp gidiyor. Mehtap zamanı olduğu için, aydede akşamın ilk saatlerinden beri denizi yaldızlaya yaldızlaya, oturduğum binanın önündeki havuzun üzerine gelmiş. Gece sessiz, yukarıda yıldızlar, aşağıda ağaçlar, çiçekler şıkır şıkır ışıklar içinde. Ağustos böceklerinin (oralarda CIRCIR BÖCEĞİ derler) konseri (!) alabildiğine sürüp gidiyor. Kitabın pek de hoşa gitmeyen bir bölümünü yazıyorum. Aniden beynimde bir incecik sızı duydum. Sızı giderek karıncalanmaya dönüştü. Bir an geldi ki sanki beynimin içinde hiç durmadan koşuşturuyorlar. Önce beyin kanaması geçiriyorum sandım. Ama az sonra içimde bir öfke de kabarınca durumu anladım. Yaşadıklarım, zayıf bir anımı yakalamıştı ve dışa vuruyordu. İşte o zaman tutamadım kendimi. Önce "Allah belanı versin manyak karı" diye bağırdım. İlk aklıma gelen cümlede "sen bu yaşamın nesine teşekkür edeceksin" ve ardarda sıraladım. Maddi sıkıntılar içinde büyüdüğüne mi? Anandan babadan yediğin dayaklara mı? Okuma çabalarının üç kez engellendiğine mi? Seni kıskancına almış geleneklere "göreneklere" töreye mi? Bir şeyi elde edilebilmek için söke söke uğraş vermelerine mi? Yaşamının 55 yılını esir almış romatizmama mı? Kazık kadar olduğumda bile, yaşam karşısında ne kadar acemi, ne kadar gerilerde kaldığıma mı? Neye, neye, neye? Yalnızca sabah kahvaltısından sonra biribirinden yakarak ve içime çekemeyerek içtiğim iki sigara geldi aklıma. Sözüm ona böyle rahatlayacaktım. Bir tane yaktım ve küllerini denize doğru savurmaya başladım. Değişen bir şey olmadı. Gözüm o sırada masanın üzerindeki kitabın sayfalarına kaydı. Koca bir tomardı sayfaları. Kaptığım gibi, balkondan aşağı fırlatıverdim. Kağıtların döne döne düşüşünü seyretmeye başladım. Düşüşleri çok uzun sürüyordu. Çünkü 14 katlı bir apartmanın 12. katında oturuyordum. Son birkaç sayfa da yere konduktan sonra, yaptığım kafama dank etti. Onları bir daha baştan yazamazdım, yazdıklarımdan vaz da geçemezdim. En doğrusu aşağı inip hepsini toplamaktı. O da kolay kolay göze alınamazdı. Çünkü Mersin’de olur olmaz zamanlarda elektrik kesintileri yaşanıyordu. Ya inerken kesilirse? Ya çıkarken? Gecenin karanlığında, elinde darmadağın koca bir tomar kağıtla 212 basamak merdiveni nasıl çıkarsın?Bu kez yaptığım akılsızlığa sinirlendim. Ama inip onları toplamaktan başka yapacak hiçbir şey yoktu.
İndim, aldım. Neyse ki korktuğuma uğramadım. Ve yukarı çıkınca önce bir çay hazırladım, bu kez bir de keyif sigarası yaktım. Başladım kendimi azarlamaya. A hatun, şaşkınların şaşkını, akılsız hatun. Hiç düşündün mü, şu an senin yerinde olmaya can atan milyonlarca kadın bulunduğunu? Sağlığın, aklın yerinde, bundan daha iyisi can sağlığı. Çalışıyorsun, söyleyecek sözlerin var hâlâ. Söylediğin zaman seni dinleyenler de var. Annen baban senin için çok fedakârlığa katlandılar. Hem de hiçbir biçimde ödeyemeyeceğin kadar. Ama sen de hiç değilse onların yüzünü kara çıkarmadın, onlara seninle öğünme fırsatları yarattın. Sayılıyorsun, seviliyorsun, güveniliyorsun, inanılıyorsun. Senin bu yaptığına şımarıklık derler. Evet, sen bu yaşıma gerçekten bir teşekkür borçlusun. Kitabının adı da bu nedenle Yaşam, Sana Teşekkür Ederim olacak.



Sayfa Sayısı: 272

Baskı Yılı: 2007


Dili: Türkçe
Yayınevi: Sinemis Yayınları

Neden idefix?

Kolay İade
Kolay İade

Siparişinizi teslim aldığınız tarihten itibaren 14 gün içinde iade edebilir, iade sürecinin tamamlanmasının ardındansa ödemenizi hızla geri alabilirsiniz.

Müşteri Odaklı Deneyim
Müşteri Odaklı Deneyim

Kullanıcı dostu ara yüzümüz tüm ihtiyaçlarınıza eksiksiz yanıt verebilmek için tasarlandı. Deneyiminizi uçtan uca kusursuz kılmak adına çağrı merkezimiz ve canlı destek hattımızla ihtiyaç duyduğunuz her anda yanınızdayız!

Hızlı ve Sorunsuz Teslimat
Hızlı ve Sorunsuz Teslimat

Siparişlerinizin bir an önce ulaşması için sabırsızlandığınızın farkındayız. Sunduğumuz farklı teslimat seçenekleri arasından size en uygununu belirlemeniz, siparişinizi olabildiğince çabuk veya dilediğiniz zaman aralığında sorunsuz bir biçimde teslim etmemiz için yeterli.