Sodom - Sodom'un 120 Günü
Sodom - Sodom'un 120 Günü Kitap Açıklaması
Bütün bir 19. yüzyılın en çok tartışılan ve okunan yazarlarından biri olmasına rağmen, tüm eserlerinin gün ışığına çıkabilmesi için 20. yüzyılı beklemek gerekecekti.Yayınlandığı yıllardan günümüze dek, her dönem dünya edebiyatının en önemli eserleri arasında yerini almıştır. Tam olarak bitirememiş olmasına rağmen Sodom'un 120 Günü, "şeytanın ta kendisi", "bir canavar" gibi nitelemelerle tanıdığımız Sade'ın, dünya edebiyatına mal olmuş en önemli eserlerinden biridir. 'Jüstine', 'Juliette' ve 'Sodom'u Türkçeye kazandırarak "şeytanla" yüzleşebilmeniz için bir kapıyı aralamış oluyoruz."Sade, şehvet oyunları için, özellikle dünyanın bir ucundaki şatoları ve tek başına duran evleri seçiyor ve böylece romanlarını ürkütücü bir eksene yerleştiriyordu. Sodom'un 120 Günü'nün geçtiği yer, ülkenin diğer yerleşimlerinden, uygarlıktan çok uzak hem gerçek hem de mecazi anlamıyla ıssız bir kaledir." Marquis de Sade, 1740 yılında Paris'te doğdu.
İnce Kapak:
Sayfa Sayısı: 440
Baskı Yılı: 2010
Ciltli:
Sayfa Sayısı: 488
Baskı Yılı: 2014
Dili: Türkçe
Yayınevi: Chiviyazıları Yayınevi
- Kitap Adı: Sodom - Sodom'un 120 Günü
- Yazar: Marquis De Sade
- Yayınevi: Chiviyazıları Yayınevi
- İlk Baskı Yılı: 2010
- Dil: Türkçe
- Barkod: 9786055708290
Sabit Fikir
1001 Kitap'tan 1'i
De Sade, Sodom’un 120 Günü’nü Bastille’de hapis yattığı sırada oluşturur ve tek müsveddesini, 14 Temmuz 1789’da devrimci güruh hapishaneyi bastığında kaybeder. Bu müsvedde, bilgisi dışında aristokrat bir Fransız ailenin eline geçer ve 1904’te bozulmuş bir Al-man baskısı ortaya çıkar. İlk doğru baskısı, 1931 ve 1935 yılları arasında birkaç cilt olarak yayınlanır..
27.7.2016
Yorumlar
Bu ürüne yorum yapmak için giriş yapmalısınız
08.02.2019
İnsan doğasına cesurca bir yönelişMarquis de Sade, insanın hayvani yönünü ortaya çıkaran, toplumsal hayvanın aslında sosyolojik ve etik problemlerini açığa çıkarmış, çoğu okuyucu tarafından da yanlış anlaşılmış bir düşünürdür. Ona düşünür demek de gayet yerindedir çünkü dönemi için yeni ufuklar yaratmıştır, pek çok kişinin irdelemeye dahi cesaret edemediği konuları cesurca incelemiş ve olay örgüsünü de bu konular üzerine kurmuştur. 'Sodom'un 120 günü' insan zihninin en karanlık noktalarına ışık tutan ve o karanlık noktalarda var olan şeyleri de ahlak perdesiyle örtmeye çalışmadan okuyucuya sunan bir kitaptır.
24.02.2014
Beni aşarBir hevesle aldığım bu kitabı okumaya ancak 50 sayfa tahammül edebildim. Anladım ki; şeytanla yüzleşmek bana göre değil...
12.03.2013
yasak olana duyulan burjuvazik saplantıÖncelikle bu roman filan değildir, sanat hiç değildir. Bu tür söylemlerle beyin yıkama şeklinin en güzel ve somut örneğidir. Bu tür yazımlara edebi ve sanatsal bir anlam yükleme çabası ise özentiliğin ve gösterişe olan merakın en belirgin temsilidir.
Özellikle bu tür etik dışı olan yapıtları Türkçeye çevirmeye çok meraklı olan bayan çevirmenler, beni oldukça güldürüyorlar. Toplumunun %60-%70'i abaza olan bir milletin içinden çıkan çok küçük azınlıktaki bu bayanlar bu tarz aşırı uç yapıtları çevirmek yerine, kendi ülkelerindeki gerçekliklerle yüzleşip realist olsalar ya zira günlük yaşantıda bir Cermen, Hollandalı veya Danimarkalı vb. kadar rahat olamadığını bildiği halde öyleymiş gibi yapmaya çalışmaları ne kadar gülünç. Örneğin bu tarz yazımları çeviren bir bayana, ülkemdeki rastgele bir erkek taş gibi vücudun müthiş memelerin ve harika bir kıçın var tarzı bir söz söylese alacağı cevap öfke dolu olacaktır. Ama bunları yazan bir Frenk veya yabancı herhangi birisi olunca övgü dolu sözlerle ağızlarını ballandıra ballandıra anlatırlar. Bu da ikiyüzlülüğümüzün en büyük göstergesi. A madem ki çeviri yapılacak o zaman müstehcen kelimeleri alet, kamış, vajina olarak değil de bildiğimiz kelimeler olan a., g.t, s.k veya y.k şeklinde çevirin. Gerçekçi olsun ve yabancıların yapabildiği gibi doğal olsun.