İçeriden-Kıyıdan Konuşmalar
İçeriden-Kıyıdan Konuşmalar Kitap Açıklaması
Aslında insan kalbini sarmamalı, hükmü bir gün süren gazete kağıtlarına. Dönen rotatife kaptırmamalı insan ince sözü, kırılgan cümleyi. Ama ben yaptım; içimin en kuytusundan geçenleri bazen, gazetelere yazdım. Belki de sırf bu yüzden hiçbir zaman gerçekten köşe yazarı olamayacaktım. Hep "başka bir şey" olarak kalacaktım.
Ama bu yazılar yüzündendir, hiç hesapta yokken, bir gazete, bir sabah, birilerinin kalbine değdi. Yazanın içerisinden uçuşup gelen, atlayıp, konup bir gazete sayfasına, sizin de içinize sızdı. Bunlar işte, o yazılar. Bunlar, İçeriden yazılanlar...
Buzdolabı kapaklarına, işyeri masalarının kenarına asılan, insanlardan insanlara postalanan, hatta "Kıyıdan" köşesinden çıkıp insanlar arasında dolaşırken kimi zaman sahibini kaybeden... Bazen sizi tam da beklenmedik bir yerde yakalayıp yaşartan, hatta bazen size işi astırmayı bile becerebilen... Kimi kez tutup kolunuzdan çocukluk fotoğraflarınıza götüren, orada bırakıveren... Bazen kararlar aldıran, hatta bazılarına ülkeler aşırtan... Bunlar, o yazılar
Sayfa Sayısı: 328
Baskı Yılı: 2015
Dili: Türkçe
Yayınevi: Everest Yayınları
- Kitap Adı: İçeriden-Kıyıdan Konuşmalar
- Yazar: Ece Temelkuran
- Yayınevi: Everest Yayınları
- İlk Baskı Yılı: 2004
- Dil: Türkçe
- Barkod: 9789752891685
Sabit Fikir
Muz Sesleri: Beyrut’un Kalbinin Ece Temelkuran’a Emaneti
Gizem Çiçek
“Niye? Çünkü her insanda öyle bir yer var. İnsan kaybolmak ister çünkü. Bakma sen söylediklerine, insan kendini feda etmek ister. Bir acıda, bir sevinçte, bir kavgada, bir hikayede erimek ister. Başka türlü katlanamaz aslında kendine.”
Bir ömre kaç hayat sığar, kaç hikaye? Ya insan yaşadığı yere benzemek istemezse? Biz yaka kartlarımızı göstere göstere planlar yaparken yukarıdan bize gülen bir Tanrı varsa hele?
.
Yorumlar
Bu ürüne yorum yapmak için giriş yapmalısınız
07.12.2005
Uyumadan Önce Temelkuran...Ece Temelkuran'ın Milliyet'teki yazılarına alışkınsanız ne yazık ki bu kitap size hiç de "yeni" gelmeyecek.
<br><br>
Temelkuran aslında bence güzel ve özenli bir iş çıkarmış. Yazılarını yeniden gözden geçirmiş, başlarına bugünkü bakış açısıyla yeni sesler, sözler eklemiş; dünkü kendisine bugünkü kendisi gözünden bakarken bazen kendisine yabancılaşmış, bazen kendini daha iyi anlamış. Bu nedenle elinizdeki kitap sıradan bir derleme değil.
<br>
Ama yine de ben bir türlü tam anlamıyla empati kuramadım bu kitapta yazarla. Akdenizli kimliğimle İzmirliliği, 30'lara yaklaşırken 30 yaş krizini, her sabah işe giderken camlı binaların sıkıntısını anlatan Temelkuran'ı daha iyi anlamayı, yazılarını daha yakın hissetmeyi bekliyordum. Olmadı. Bir türlü aynı fikirde, aynı duyguda olamadım. Tavsiyelerine, önerilerine kafa yoramadım, onun mutsuzluğunu ve mutluluğunu kavrayamadım. Kısacası benim ruh halim Ece Temelkuran'ınkiyle uyuşmadı, o yüzden kitap da beklediğim kadar zevk vermedi.
<br>
Yazılar - tahmin edileceği üzere - yaklaşık iki sayfalık. Hemen okunuyorlar. Ama, ciddi ve çoğunlukla kötü haberlerle dolu bir gazete içinde yer edindiğinde insana "vay be, ne güzel söylemiş Temelkuran" dedirten bu yazılar, bir kitapta bir araya gelince sanki o etkisini, büyüsünü yitirivermiş.
<br>
Bir de siz deneyin. Belki siz o empatiyi yakalarsınız ve benden daha fazla zevk alırsınız. En kötü ihtimalle başucunuza koyup gece uyumadan önce birkaç yazı okuyabilir, yahut herhangi bir toplu taşıma aracında canınız sıkılıyorsa yanınızda bu kitabı bulundurabilirsiniz. Sizi gülümsetirler, hiç olmazsa şaşırtırlar.