Karahan Kitabevi Hayatçalan - Tuncay Apaka

Kendini tanıyan evin açtığı manyetik kapıdan içeri giren Alur, mutfağa doğru yöneldiğinde duyduğu garip cümle ile bir an duraksadı.  Almanız gereken şeyler mi var yine?  Alur, mutfaktaki yemek masasına doğru ilerlerken, şaşkın bir şekilde cevapladı evi. Arıza mı yaptın ne? Bu sabah evden ayrıldıktan on dakika kadar sonra geri dönmüştünüz.

Bu kadar da olmazdı artık. Evin yazılımı henüz deneme aşamasındaydı; ama daha şimdiden halüsinasyonlar gören bir evi vardı işte. Anlaşılan senin yazılımının kontrol edilmesi gerekiyor.  Anlaşılan o ki şirket çalışanları artık eskisi kadar sorunsuz yazılımlar üretemiyorlar. Mutlaka açıklar barındıran hatalar yapıyorlar ve kullanıcıların yazılımı aldıktan sonra, tonlarca kredi vererek güncelleme yapması gerekiyor. Çalıştığı teknoloji şirketinin daha düzgün yazılımlar üretmesi gerekiyor. Bu tip hatalar barındıran bir yazılımı piyasaya süremezlerdi ki! Yarın ilk iş gerekli birimleri toplantıya çağırarak, yazılımların gerektiği gibi olması için talimatlar vermek olacak. 

Yemekte ne var? diye sordu biraz da öfkeyle. Şimdilik en iyi yöntem, sorun çözülene kadar başka şeylerle meşgul olmaktı. Yazılım bürosuyla iletişime geçene kadar günlük sorunlarla ilgilenmek kendisini rahatlatacaktır. Büroya gerekli bilgilendirmeler yapıldıktan sonra, sorun o bölümde çalışanları ilgilendirir. Bugün, uzun süredir tatmadığınız lezzetleri hatırlamanıza yardımcı olacağımı sanıyorum. Alur bu sırada mutfaktaki yemek masasına ulaşmıştı bile. Sofraya bir göz attı; gerçekten de uzun zamandır, belki de çocukluğundan beri tatmadığı hatta neredeyse unuttuğu lezzetler vardı masada.

(Tanıtım Bülteninden)